Yıldız Savaşları
47 yıl önce, 1977 Temmuz yılında üniversite eğitimimi tamamlamış diplomamı büyük bir heyecan içinde almıştım. İngiltere’den Türkiye’de ki ailem ile mektupla haberleşmiş ve 5 yıl emek verdiğim mutlu sona eriştiğimi paylaşmıştım.
Mektupların yazılı olarak gönderilmesi duygusal mesajların
iletiminde zorluk oluşturduğu için yeni bir teknoloji imdadımıza yetişmişti.
Müzik dünyasının vazgeçilmez yenilikçi ürünü zaman zaman da skandallarla anılan
ses kasetleri bizim için muhteşem bir araca dönüşmüştü. Sesli iletimizi
manyetik bantlı kasetlere kaydeder ülkemize posta ile gönderirdik. Ailemizin
sesimizi duymasının verdiği mutluluğu uzaktan hisseder sanki onlarla beraber aynı
anda gözyaşı dökerdik.
Telekom sistemleri henüz evrimini tamamlamamış olmasına rağmen zor da olsa kullanılmaktaydı. Mekanik sistemlerin henüz elektronik sayısal teknolojiyle güncellenmesi başlamamıştı. Ancak o zamanki adıyla ankisörlü telefonların tarifesi hem çok pahalı hem de her koşulda iletişim sağlamakta yeterli olamıyordu. Ankisör Fransızca “encaisseur” tahsildar sözcüğünden alınmıştır.
Türkiye’de kulübelere yerleştirilmiş
cihazlar, para yerine geçen Jetonlarla çalışmaktaydı. İngiltere’de telefon
kasasına 50 Pence yerleştirince kısa bir süreliğine de olsa yerel konuşma
imkânı sağlamaktaydı. Ancak uluslararası görüşme ne yazık ki mümkün değildi.
Kullanıcıların kendilerinin rakamları çevirerek yurt dışına ulaştıkları
işaretleşme sistemlerini 1980 sonraları tasarlamış ve PTT’nin hizmetine sunmuştuk.
Mezuniyet sevinci
o kadar etkileyici bir rahatlama sağlamıştı ki her 3 koldan neşeyle bilgiyi
paylaştığımı hatırlıyorum.