2023 kayıtlara
geçmiş en sıcak yıl olarak tarih sayfalarında şimdilik yerini aldı. 2024 ve
ötesinde yeni rekorların kırılacak olması beklentisi ise oldukça yüksek.
Dolayısıyla daha sık ve daha etkili yıkımlar ve afetlerle karşılaşabileceğimiz
olasılığını kabullenmek zorundayız.Acil olayların her an oluşabileceğini
hatırlayarak, tepkilerin çok önceden planlanması ve hazırlıkların eksiksiz ve
tam olarak ustaca yerine getirilmesi şarttır. Akıl ve zekâ ile geliştirmiş
teknoloji araçları aniden oluşacak ve birbirine hiç benzemeyen koşulların farklılıklarını
ortaya koyabilecek düzeydedir. Böylesine olağan dışı olaylar esnasında en
etkili, güvenilir yol gösterici araç yine teknoloji olacaktır.
Sırasıyla
göstergelerin süzdüğü olumsuz ölçülere değinmek yararlı olacaktır.
Avrupa Birliği
uzay gözlem programının bir dilimi olan “Copernicus” yerküre hava izleme verilerine dayalı rakamlar, sanayileşme
öncesi sıcaklık ortalamasına kıyasla dünyamızın 1.48 derece ısındığı gerçeğini
yansıtmaktadır.
Program ismini
ünlü bilim insanı Nicolaus Copernicus’dan almaktadır. Copernicus 1466 yılında
Prusya Krallığı’nda (bugünkü Polonya) doğmuştur. Kilise hukuku üzerine doktora
çalışması tamamlamış ve asıl mesleği olan Katolik Piskopos danışmanlığını
sürdürmüştür. Diğer yandan olağanüstü gözlemi ve buluşu, ilgi ve alakasının
matematik, astronomi ve harita bilimine
olan merakının sonucudur. Astrofizik alanında bilimsel tarihin en duyarlı
keşiflerinden birisini gerçekleştirmiştir 1543 yılında ölümünden kısa bir süre önce
yayınlanan “Güneş Merkezli” sistem kitabı astronominin başlangıç noktası olarak
kabul edilmektedir.
Copernicus
projesinin sağlamış olduğu bilgi, veri kümeleri uydulardan, kara ve deniz
algılayıcılarından derlenmektedir. Kullanıcılar tarafından bedelsiz olarak
işlenebilmekte ve öngörüler üretilebilmektedir. Çıktılar 6 başlık alında; 1-Atmosfer,
2-Kara, 3-Deniz, 4-İklim Değişikliği, 5-Güvenlik, 6-Acil Durum, kapsamında, kullanıcıların
yararlanmaları amacıyla yayınlanmaktadır.
Birleşmiş
Milletler (COP28) iklim değişikliği konferansı 30/11 – 12/12 2023 tarihleri
arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleştirildi. Konferansın sıra dışı
araştırma olarak belirlenen sayısal küresel stok durumunun “stocktake”
tamamlanmasıydı. Aslında tüm dünya 2015 Paris anlaşmasında verilen sözlerden
oldukça uzakta olduğu gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmişti. Karar verilmiş olan
bütün alanlarda süreç oldukça yavaş ilerleme kaydetmişti. Sera gazı salınımlar,
ilkim değişliği dayanıklılığı, hassasiyetle değerlendirilen finansal kaynaklar
ve teknoloji desteği, girişimleri
beklenen hızlanmayı göstermedi.
Dünya ülkeleri
birleştirici kaynak planlaması ile yaşanmakta olan iklim krizine çare bulmak
zorundadır. Hedefler 2030 yılına kadar fosil yakıtlarından kurtulmanın ivmelendirilmesi
çağrısı olarak belirlenmiştir. Ülkeler sadece ürün geliştirerek böylesine
karmaşık engelleri aşmanın mümkün olmadığının bilicindedir. Afetlerin hemen
yanı başımızda beklediğinin farkında olarak nasıl? Ne zaman? Ve ne şekilde? Hasar
vereceği bilgisi teknoloji uygulamalarının en üst düzeyde kullanımıyla doğru
orantılıdır.
Copernicus’un
beslediği bilgilendirmenin ve COP28 sonuç raporlarının ortak bileşeni küresel
eko düzeninin bozulma kat sayısının artması olarak gündemde öncelikli yerini
almıştır. Bu nedenle daha fazla gerilme dünyamızda kalıcı zedelenmeyle
neticelenebilir.
Dünyamızın son
500 milyon içinde yaşamış olduğu kitlesel yok oluş sayısının 5 ila 10 arasında
olduğu bilinmektedir. Bio çeşitliliğin ve çok hücreli organizmaların aniden azalışı
olarak tanımlanmaktadır yok oluş. İlk kez doğal nedenlerden dolayı değil
insanlığın hırsına, anlaşmazlığına yenik düşmektedir mavi küremiz. Kendimizin
yarattığı sıkıntıya tanı koyamamak ise gerçek üstü yorumlara sebep olmaktadır.
Çözümü umutla
tasarlamaya başladığımızın kuvvetli sezgilerini COP28 konferansı süresince
deneyimledik. Teknoloji bir kez daha yardımımıza koşacak varsayımı bir kehanet
değildir. Beklemek ve örnekleri görmek kurnazlığı burada çalışmayacaktır.
Öncelikle şema ve çizimlerimizi uz görü ve öncülük temeline dayandırmalıyız.
Teknolojinin inanılmaz gelişmesini benimsemek ve değer yaratacak katma değeri bulup
çıkarmak amacımız olmalıdır. Sonuç olarak dönüşü olmayacak noktayı geçmeden
kusursuzca eylem planlarını uygulayarak yıkıcı süreci tersine çevirebiliriz.
İcrayı San’at
Eyle