10 August 2021

ICT Media - Mobil İletişim Sektörü

Salgın süreci, karaya oturmuş gemi örneği, yaşam tarzımızı incitecek kadar derinlemesine değiştirdi. Bağlantılı kalabilmenin, tutsaklıktan kurtulmanın çaresini sanal ortamlara göçte bulduk. İstemediğimiz bir limana sığınmak zorunda kalmıştık. Uyumluluk yetilerimizi ciddiye alarak bağlantılı kalabilmenin ilk adımlarını attık, hazırlandık ve yeniliklere alıştık. Şimdi ise bulunduğumuz koşullara veda etmek yerine çektiğimiz zahmetlere değer farklı çözümler üretmek için kollarımızı sıvadık.

Geçmiş dönemlerde biriktirilen verilerin ve eğilimlerin gelecek öngörüsü oluşturabilmede yetersiz kalacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Belirgin olarak yeniden araştırmalı, tanımlar yapmalı ve modeli bir daha baştan tasarlamalıyız.

2020 yılı sonu itibari ile dünya nüfusunun %85 oranında 4G mobil kapsama alanında bulunması önemlidir. 2/3G teknolojilerinin hala kullanımda olmasını ilave edersek oran %94 olacaktır. 4G Gelişmiş ülkeler %97 seviyesine erişmiş, gelişmekte olan ülkeler %82 kapsayıcılık ile onları takip etmektedir. Coğrafi olarak dikkatle incelendiğinde de aynı tablo karşımıza çıkmaktadır. Yöresel dağılım da aynı şekilde kentsele göre kırsala daha az öncelik verildiğinin göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Ev internet bağlantısı rakamları kentsel/kırsal oranı iki katı daha yüksek erişim ile resmi daha çarpıcı hale getirmektedir. Cinsiyet eşitsizliğine sahip çıkmak, farkı kapatacak programlar geliştirmek mobil sektörümüzün sorumlulukları arasında bulunmaktadır. Yakışan da budur.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Gelişme Genişbant Komisyonu, erişimin ve kullanımın gelişmesinin karşısında iki temel mesele ile başa çıkma koşulunu belirgin olarak somutlaştırmıştır. Birincisi ICT yeteneklerinin geliştirilmesi, ikincisi kullanım giderlerinin satın alma gücü katsayısı hedeflerine indirilmesidir.

2-Satın Alma Gücü: 2025 hedefi olarak genişbant için ödenen fiyatların gayri safi milli gelire oranının %2 seviyesine çekilmesini öngörmüştür. Araştırıcılar mevcut durumun %4 civarında oldukça yüksek ölçüde sayılabilecek basamak kademesinde bulunduğunu belirlemişlerdir. Salgın süresi boyunca küresel bağlantılı kalabilmenin karşısında bilgiye erişimin, tüketmenin ve üretmenin bedeli belirgin engel olarak açıklanmaktadır.

1-Sayısal Yetiler: Bilgiyi aktarma, iletişim, kullanma, üretme, araştırma bölgelerinde “dijital” kapasitenin artması amacına yönelik olarak bağlantılı kalabilme saygınlığı yükselecektir. Göz ardı edilmemesi gereken diğer yansı da sayısal yeteneklerden uzak gençlerin, istihdam ve iş bulabilmelerinin sıkıntıları içinde bulunacaklarıdır. Eski alışkanlıklardan temizlenmek, eksik becerilerin çaresine bakmak şimdiki zaman yaklaşımı olacaktır. Aynı komisyon 2025 hedefi olarak en az %60 nüfusun minimum maharet seviyesine ulaşmasını sürdürülebilir sayısal yetenekler için şart olarak öngörmektedir. Mobil işletmecilerin alt yapı hizmetlerini çeşitlendirdiklerine ve renklendirdiklerine tanıklık etmekteyiz. Öğrenim gibi fark yaratacak değerlerin sonuçlarının ölçülmesi ve paylaşılması kıyaslama örnekleri oluşturacak ve rekabetçiliği arttıracaktır.

Mobil işletmecilerin görevleri içinde bulunan katma değerli servisler tanımı ile yetinmeyerek okula yeni başlayan öğrenciler gibi taze defterlere, keşfedilmemiş yazılar yazmalı, şekiller çizmeliyiz.

Daha önce de değindiğimiz sayısal finansal hizmetler internet kullanımının cazibesine zemin hazırlamaktadır. Etkin iş yapış biçiminin ilacı olarak sunulan muazzam Fintech fırsatlarını ısrarla geliştirmek zorundayız.

Şaşırtıcı gerçeklerden bahsederek devam edelim. Ekonominin, istihdamın temel itici gücü Mikro, Küçük, Orta işletmeler “MKOBI” internet kullanımında maalesef aynı başarıyı yakalamaktan uzaktırlar. ITU (International Telecommunciations Union) 2025 yılı hedeflerinde bağlantısız işletme sayısının güncel rakamların yarısına indirilmesini hedefini açıklamıştır. Sayısal ekonominin yeni biçim olarak benimsendiği dönemde yarışma koşullarını yerine getirmek şart olmaktadır. MKOBİ gereksiniminden yola çıkarak çekinmeden uluslararası meydanı boş bırakmayacak çözümleri daha önce deneyimlemeliyiz.

Azla yetinmeyerek, heyecanla bekleyen sektörlerin heveslerini uygun iletişim olanakları ile desteklemeli ve kenetlenmeliyiz. Kaynak sağlamanın dışında işletmelerin bağlantılarının daha kalın ve kopmayacak malzeme gibi itinayla örülmesinde yol gösterici olma gerekliliği bilincinde olmalıyız.