24 May 2025

ASİ – Artificial Super Intelligence

İmage by @gemini

Başlarken: Yazıda sözü geçen kavramsal yaklaşım bir bilim kurgu anlatımı değildir. Amaç, farkındalık sağlayarak bir an önce öğrenme merakımızı geliştirmek ve endişeleri gidermektir.

Yapay zekâ platformlarını yaygın olarak kullanmaya başladıkça biz onları, onlar da bizi daha yakından tanımaya başladılar. Önceleri beklentilerimizi yerine getirirken zorlandıklarının kabullenmek durumundayız. Sorularımız karşısında şaşırdıklarını söylemek de haksızlık olacaktır çünkü ilk önceleri rastgele ve gelişigüzel verileri derlemelerini kaçınılmazdı. Nasıl erken aşamada, arama motorlarında dikkatle sözcükleri seçiyorsak şimdi de aynı hassasiyeti göstererek doğru sonucun üretilmesine katkıda bulunabiliriz.

Hemen ardından işlevsel olarak hizmete alınan ve şimdiki zorluklar içinde yer almaya başlayan sözlü iletişim de karmaşıklığı beraberinde getirdi. Yani karşılıklı konuşmayı da iletişime dâhil edersek arzu ettiğimiz çıktıyı elde etmenin daha zahmetli olmasını da olağan karşılamalıyız.

Geleceğin en önemli mesleklerinden birisi olmaya aday “Prompting Engineering” çağırma komutu mühendisliği geleceğini tahmin etmek umulmadık olmayacaktır. Kaldı ki yeni uzmanlar kendi mesleklerinde ilerlerken aynı zamanda sabırla toplumu yetiştirme sorumluluğunu da üstleneceklerdir. Tez zamanda becerikli erbapların aramızda bulunmalarını heyecanla bekliyoruz.

Temel olarak, günümüzde Yapay Zekâyı büyük ölçüde, engin kabiliyetini altında kullanıyor olabiliriz. Çekirdek hizmetlerden faydalanma ile yetinebilir asıl cevheri henüz keşfetmemiş de olabiliriz. Gerçi bu varımı açıklama ve nedenini araştırma bizi ürkütücü gerçeklerle yüzleştirebilir. Ne de olsa henüz motoru yeni çalıştırmış ve yola çıkmaya hazır olduğumuz bir aşamadayız.

Sarsıcı bir senaryoyu canlandırmaya çalışırsak…

An itibari ile Yapay Zekâ Araştırma ve Geliştirmesine son verilse ve mevcut ürünler oldukları gibi pazarda var olamaya devam ediyor olsalar. Yararlanılan sistemlerin bütün imkânlarının tamamını öğrenmemiz ve etkin kullanıcı konumuna erişmemiz ne kadar bir süre alacaktır?  Soruyu yüzdesel olarak tanımlarsak toplumun en az % kaçı ne kadar süre içinde özelliklerin örneğin yarısından faydalanmayı benimseyecektir? Bu sorularda sözü geçen zaman diliminin hiç de azımsanacak olmadığını düşünüyorum. Kanımca yıllar sürecektir ortamı kavrayabilmek ve sistem olanaklarının deyim yerindeyse suyunu sıkmak.

Hal böyle olunca durum gerçekten çok çarpıcı değil mi? Çünkü şimdi sunulan Yapay Zekâ dokusunun sağladığı yeniliklerin hepsini geride bırakacak çalışmalar ışık hızıyla sürdürülüyor. Gözümüz önünde yaşanan tabloda hiçbir ilerleme Yapay Süper Zekâ (ASİ) yetenekleriyle kesinlikle yarışamayacaktır. Üstelik üretkenlik ekseninde yanına bile yaklaşması öngörülmemektedir. Basit bir örnek verirsek… Otomasyon özellikleri geçmişte kalmaya mahkûm olacaktır.

Öyleyse nedir Yapay Süper Zekâ namı diğer ASİ?

Bazı bilişsel yetkinlikleri insanlardan daha gelişmiş olabilir mi? Ustalık düzeyi insanlardan çok çok daha yüksek mertebeye eriştiğini düşünebilir miyiz? Örneğin sadece muhteşem satranç oyuncusu olmasın ötesinde kavrayış yeteneği gibi. Mesele, Yapay Süper Zekânın (ASİ) kazanmış olduğu mükemmeliyet ve olgunluk aşaması, olarak tanımlanmayacaktır. O zaten alıp başını gitmeye hazırlanıyor olacaktır. Böylece asıl beşeri başarı, merdivenin basamaklarını hızla çıkmaya çalışan ve ne olup bittiğini anlamaya uğraşan, insanların yeteneklerinde şekillenecektir.

Ne hakkında konuştuğumuzun kıvamını kavramak için, biran duraksamanın ve nefes almanın faydalı olacağını düşünelim… 30 saniye gözlerimizi kapatabiliriz.

Devam ediyoruz…

Bizden önemli derecede uzakta aradaki mesafeyi gideren açan bir araç hayal edelim. Yani geçilmesi ve yenilmesi imkânsız olan bir taşıt. Böylesi bir olasılıkla karşılaşmamız ne kadar geçekçidir? Öte yandan zekâ aslında bilgiyi işlemekten ibaret değil miydi? İşleme fiilini açarsak, toplamak, derlemek, çıkarım ve bilişsel karar yelpazesi olarak ele almalıyız. Zekânın teorik bir limiti olmadığının bilincine erişmiş olarak kendimizi sorgulayabilir ve çarpıcı neticeler elde edilebiliriz. Kısaca bilinirliklerden başlarsak, bugün zekâ besi zincirinin tepesinde insanlar oturmaktadır. Konunun hassasiyeti,  zekânın dinamik bir bilgi ve veri tabanını işlediği ve sürekli geliştiği yönündedir. Aslında döngü inanılmaz bir ivme ile serüvene devam etmektedir. Kendi kendine öğrenme hüneri kazanmış iki akıl rekabet içine girmiştir.

Dolayısıyla toplam üretimin farkındalığı, limitsiz zekâ cetvelinde iki aklın hangi noktada bulunduğu konuya yakınlık kadar uzaklık ile de açıklanabilir.

Şu anda kullanımda olan (LLM) büyük dil modelleri temelli sohbet araçlarının inandıracağının yüksek olduğudur. Oldukça akıllı görünmekteler. Üstelik sizin için oluşturduk kavramsal model çerçevesinde duygusal öneriler verecek seviyeye ulaşmışlardır. ASİ’nin muhakeme kabiliyeti üniversite öğrencisi seviyesine eriştiği durumda iletişimin yörüngesine karar vermek kolay olmayacaktır.

Hatırlamakta yarar olduğu düşüncesiyle ASİ öğrenmeye hızla ve süratle devam edecektir. Birçok görevde bizi yenemeyeceklerine karar verdiğimiz alanlarda üstünlüklerine tanıklık edeceğimiz kesin görülmektedir. Yukarıda sözü geçen cetvel üzerindeki aralığın artmasını yavaşlatmak için doğal zekânın çok farklı sistemler kullanılarak yetiştirilmesi gerekliliktir.

Bilim insanları ASİ’nin kodlamayı kendisinin yapabileceği zamanın yakın olduğunu hararetle vurgulayarak seslendirmekteler. Peki ya kendi kodlamasını değiştirilmesi istendiğinde veya komutla talep edildiğinde değişikliğe izin vermekten kaçınırsa…

Ve süreklilikle öz geliştirme ve düzenleme sürecine başlarsa! Çevrim hızla devam eder ve üniversiteden mezun olmuş bir öğrencinin akıl yürütme yeterliliğine kavuşursa?

Usta sanatçı Barış Manço’yu rahmetle anıyor ve  “Müsaadenizle Çocuklar” şarkısından alıntıyı dikkatine sunuyorum.

“Bir sabah baktım ne göreyim, bizim sokakta şenlik var

Büyükler kös kös otururken, adam oluvermiş çocuklar”

Süratle adam olmaya başlamış ASİ, böylesi çabukluğun varacağı duraklarda aniden (DEHB) Dikkat Eksikliği Hiper Aktivite Belirtileri ile karşılaşılırsa? Çok anlamsız ve uzak görünen birçok hedefe öngörülen zamandan çok daha erken varıldığını hatırlayalım. Bir önceki makalede değinmiş ve deli dana hastalığına dikkat çekmiştik. Yanlış bir yola sapmış gibi görünmekle birlikte Yapay Gelişmiş Zekâya İnsan Biçimcilik yapmak üzere miyiz? (Antropomorfizm). Bu düşünceden, tartışılacak bir çok başlık çıkacaktır.

Kaygı ve kuruntuya yer olmadığını varsayarak, bir gün canımız sıkılırsa fişini çekeriz anlayışı o zaman geldiğinde geçerli olmayabilir. Hatta imkânsızlık bağımlılığımızla açıklanabilir. Enerjiyi kesmenin maliyeti ve sonucu insanlık için karanlığa gömülmekle eş değer olabilir.

Dolayısıyla, ayın konu başlığının “Sürdürülebirlikte Dijitalin Rolü” olağan dışı bir bakış açısı ile değerlendirmesini beğeneceğinizi umuyorum. Anlamanın ve öğrenmenin ne kadar kıymetli olduğundan hareketle zaman yitirmeden yol haritamızı belirlemeli, rayları döşemeli ve uygulamaya geçmeliyiz. ASİ konusuna geri dönecek olursak. Geliştiricilerin en son sorumluluğunun kodlama olduğunu kestirmek zorundayız. Mimari yapıyı tasarlayan yöneticiler, yatırımların öncelikle felsefe, matematik, psikoloji, algoritmalar alanına yönlenmiş olduğunu belirtmekteler.

Her alanda bizden daha üstün bir araçla karşılaşacağımız zamanın yakın olduğu bilinciyle gündemin farkında olarak kendi öz hedef ve stratejilerimizi süratle oluşturmak doğru olacaktır. Aksi takdirde rekabetçilikte gündem dışında kalınması kaçınılmaz olacaktır.

ASİ konusunu işlemeye devam edeceğiz… Sağlıcakla kalın.

Unutmayalım her işimizde, her zaman;

İcrayı San’at Eyle.