30 October 2023

Zugzwang

Satranç oynamayı ne kadar çok sevdiğimi ve özellikle genç yöneticilerin oyunun anlamını öğrenmeleri gerekliliğini hep dile getirmişimdir.

Gece uykudan önce mutlaka uluslararası bir oyunun analizini izlemiş veya satranç bilmeceleri çözmeye çalışmışımdır. Gün boyu yaşanan ve zihnimizi kurcalayan sıkıntıların yaşantımızda eksik olmadığının farkındayız. Kısa bir süreliğine beynimizde yüklü konulardan uzaklaşmak rahatlık sağlamaya yardımcı olacaktır.

Satranç tahtasında sıralanmış taşlara dokunmadan hayalinizde kurguladığınız gelecek hamlelerini planlamak… Rakibin neredeyse düşüncelerini okumak ve olası tehditlere karşı doğru önlemleri alabilmenin kabiliyetini geliştirmek… Eminim her oyundan sonra iş dünyasına yansıyacak dersler çıkarılacaktır. Kazanç ve kayıp durumunun analizinin oraya koyacağı öğrenim bir sonraki oyunda mutlaka tahtaya yansıyacaktır.

Usta oyuncuların zamanlarının büyük bölümünü geçmişte oynanmış karşılaşmaların stratejilerini anlamak doğrultusunda kullandıkları bilinmektedir. Açıkçası tarihten anlamlı çıkarımlar yapan oyuncular çok daha başarılı olmaktadır. Kaldı ki renklilik ve çeşitlilik açısında hiçbir müsabakada aynı hamlelere rastlanmadığı gibi gelecekte de bu mümkün olmayacaktır.

Satrancın en çarpıcı özelliğinin ise sahanın yani tahtanın oyuncular tarafından görünür olmasıdır. Oyun şeffaf bir ortamda gözler önünde kıyasıya bir mücadele ile sürdürülmektedir. Bir diğer çarpıcı etken oyunun süresinin önceden belirlenmiş olmasıdır. Oyuncu toplam süreyi aşmamak kaydıyla her hamlede ne kadar bekleyeceğine veya düşüneceğine karar verebilmektedir.

Satrancın esaslarının basitliği ötesinde küçük ancak oyunun sonucuna direkt yansıyacak kurallardan size bahsetmiştim. Pata “Stalemate” hakkında daha önceki makaleyi okuyabilirsiniz. Şahı mat etmenin yegâne yolunun önce uyarı sonra teslimiyet olduğunu vurgulamıştım. Şahın etrafının tamamen sarılması ve hiçbir kuvvetinin hareket kabiliyeti bulunmaması durumunun PATA yani beraberlikle sonuçlanması şaşırtıcı olabilir. Hatta açık ara üstün durumda olan oyuncu karşı tarafın akıllı düşüncesi ile kazanmakta olduğu oyundan tam puan alamayabilir. Kazanmanın rehavetine kapılmanın umulmadık, beklenmedik neticesi ağır olabilir.

Zugzwang ilginç bir terim… Önceleri tam olarak ne zaman ve nasıl bir durumda zugzwang oluşacağını kavrayamadığımı itiraf etmeliyim. Ta ki başıma gelene kadar…

Almanca iki kelimenin birleşmesinden doğan özgün bir deyiş… İçinden çıkılamayan durumu ifade etmekte ve neredeyse nokta atışı yorumlamamızı sağlayan bir kavramdır.

Sözlükler Almanca, “ZUG” kelimesinin Türkçe karşılığı tren, hareket olarak verilmektedir. Almanca “ZWANG” kelimesi tanımı ise Türkçe zorunluluk, zorla, mecburen ifadelerine denk gelmektedir.

Dolayısıyla Zugzwang şartlar ne kadar sakıncalı veya çıkmaz olursa olsun hareket etmek mecburiyetini nitelemektedir. Ancak zoraki uygulanacak bir sonraki hamle, hareketi yapan tarafın oyundan kopmasını, dağılmasını ve yenilmesini kesinleştirecektir. Satranç oyununda Zugzwang çıkmazına düşen oyuncu kurallar gereği hamlesini yapar ve oyunu kaybeder. Elbette taraflardan birisi üstün veya geride olabilir. Zugzwang her iki rakip için de dikkatle kaçınılması gereken ortam olarak değerlendirilebilir. Geriye düşen tarafın aklının bir köşesinde Stalemate ve Zugzwang hususunun bulunduğunu tahmin etmek karmaşık olmayacaktır. Aslında genellikle oyunu kaybedeceğini hisseden satranççı şahının düşmesini beklemeden saatini durdurur, rakibinin elini sıkar ve tahtayı terk eder.

Manchester liginde oynadığım yıllarda Üniversite takımımız genç öğrencilerden oluşan bir okulla karşılaşmıştı. Karşımda ki erkek oyuncu beni ciddi hırpalamış ve geriye düşmüştüm. Tek farkında olduğum rakibimin zamanının hızla tükenmesiydi. Hamlelerini çabuk yapmak zorunda olduğu süreç içinde ve üstünlüğün verdiği özgüvenle düzensiz oynamaya başlamıştı. Nasıl olduğunu anlamamıştım. Bir anda hiç beklenmedik bir hareketle kendisini hareket edemez duruma düşürdü. Benim ise vaktim vardı, uzun bir düşünme süresinden sonra ve tahmin edilen hamle sonucunda Zugzwang durumu oluşmuştu. Rakibimin oyunu terk etmekten başka çaresi kalmadı ve kazandım. Ancak sonrasında ağlayarak öğretmenlerine koşmasını hiç unutamadım. Ben Zugzwang teriminin o zaman farkıma vardım, çok etkiliydi ve çaresi yoktu.

Satranç oyununda manzara net olarak tahtadan yansıyacaktır ve geri dönüş imkânı yoktur. Dokunulan taş yerinden oynamıştır ve geri alınamaz. Lakin hayatın akışı içinde birçok boyutta Zugzwang içinde kendinizi bulabilirsiniz. Şöyle ki tarafların gidişatı etkileme çabalarının yetersiz olmasının kesinleşmesi bir sonraki hareketin uygulanmamasına sebep olacaktır. Olumsuzluğu tetikleyecek karar verilmeyecektir ve sorun kilitlenecektir. Üstelik günlük hayatta satrançta olduğu gibi zaman baskısı da bulunmamaktadır. Böylesi durumlarda meselenin çözümünü, bambaşka düzlemlerde tasarlamak gerekecektir.

Zugzwang ile tanışın ne var ki geçiştirmeyin, savuşturmayın ve mümkün olduğunca kaçının, kendinizden uzak tutun.

İcrayı San’at Eyle

Not: Satranç Zugzwang örneklerini uzman sitelerde bulabilirsiniz. Yaşam Zugzwang örnekleri için çevrenizi görmeniz yeterli olacaktır.